1 Ağustos 2008 Cuma

BAŞARI İÇİN...

BAŞARI İÇİN BİR KOÇA İHTİYACINIZ VAR

Koşu bandında sabit hızımı korumaya çalışırken kulağım yan tarafımda koşmakla yürümek arasında mücadele eden hafif kilolu hanımla ona bir şeyler anlatan spor danışmanın konuşmasına doğru kaydı ve ister istemez kulak misafiri oluyorum. Kadın sürekli yürüdüğünü ve uzmanların söylediklerini yaptığını ama bir türlü kilo veremediğini dertlene dertlene anlatıyor. Uzman ise kadının söylediklerinin doğru olup olmadığını bilmediğinden onları doğru kabul edip zayıflayamama nedenini başka bir yerlerde arıyordu. Bir ara kadının “ her gün buralara taşınıyorum istemeye istemeye “ dediğini duyar gibi oluyorum. Sonra uzman kadını üzmeden nazikçe yorumunu yapıverdi.
“sevmeden yaptığınız işin faydası olacağını sanmıyorum bu şekilde ne kadar spor yaparsanız yapın coşku duymadan yaparsanız size bir faydası olmaz ”
Ben uzmanın ne kadar haklı olduğunu düşünürken bir de bakmışım ki hedef mesafemin yarısını kat etmişim. Hızımı artırma zamanı gelmişken fark ettim ki kulağım ya da uyanık bilincim başka bir şeyle meşgulken bilinçsiz yaptığım )hadi bilinçaltımın kontrol ettiği diyelim )
Koşu beni yormuyor. Gerçekten bunun böyle olduğunu yine koşu bandında geçenlerde yanımdaki bantta koşan arkadaşımla aralıklı sohbetim sırasında doğrulamış ve bazen çok sıkıştığım ve koşunun bir an önce bitmesini istediğim anlarda bilincimi başka şeylerle meşgul etmeyi denemiş ve başarmıştım.
Koşumun sonuna doğru gelirken tekrar bilincimi meşgul etmeyi denedim. Gerçekten neden her seferinde 30 dakika ve saatte sekiz km hızla koşuyorum? Bu kez daha hızlı koşmalıyım. Yoksa hep aynı sürede aynı hızla ne nefesimi ne de bacak kaslarımı geliştirir. Benzer şekilde aletli çalışmada da hep aynı ağırlıkları hep aynı sayıda tekrar edersem kaslarım gelişir mi? faydası mutlaka olur ama gelişme olması için her seferinde ya daha hızlı ya daha uzun ya da daha ağır veya daha çok tekrarlı yapmalıyım. Doğru haltercilerin artık kaldıramadıkları ağırlıklara gelince sevindiklerini çünkü ancak o noktada kaslarının geliştiğini bildikleri okuduğumu hatırladım.
Bebekleri düşünüyorum yürümeye başladıklarında her gün üç adım atsalar hiç bir zaman yürümeyeceklerini düşünüyorum. Kendimizi geliştirmek için her gün ya da her belirli aralıkta bir önceki aralıktan daha iyi daha üstün olmamız gereklidir.
Yabancı bir şehirde yol ararken ya da metro istasyonlarında doğru bağlantıları bulmaya çalışırken veya bilmece çözerken tekrarla yapılan işlerde beceri kazanıldığını daha zor derecelerin arandığı ve ustalık derecesine ancak tekrarlayarak ve zorluk derecesini artırarak varıldığını hepimiz yaşayarak öğrenmişizdir. Bir de bunların üstüne uzmanın biraz önce söylediği gibi severek ve isteyerek yapma olgusunu eklediğimizde başarının sırrını bulmuş oluyoruz.
Aman tanrım ben bunları düşünürken kırk dakikayı geçmişim. Yanımdaki kadın çoktan terk etmiş bandı. Bir dahaki sefere nasıl aşacağım bakalım bunu?
Yoksa en iyi yöntem yeni doğmuş bir kuzuyu alıp her gün bir tepeye tırmanmak mı? kuzu her gün büyüyecek ama artış her gün çok büyük olmadığı için bunu fark etmek mümkün olmayacaktır. Bu şekilde bir gün sırtımda bir koçu tepeye çıkartıp indirebilirim yani…
Neredeydi bu stop düğmesi ya?

Hiç yorum yok: